Bayrağın önemine yani aslında vatanın önemine vurgu yapan “Bayrak” şiiri yazarı Arif Nihat Asya’yı rahmetle anıyoruz.
Edebiyatımızda “Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder/ Gölgende bana da, bana da yer ver” diyerek “Bayrak” şiiriyle tanınan Arif Nihat Asya, Bayrak şiirini Adana’nın kurtuluş günü olan bir “5 Ocak”ın heyecanı ile yazmıştır.
Birçok dergi ve gazetelerde yazılar yazan Asya, şiirlerinde hece, arûz ve serbest vezinleri kullandı. Arif Nihat Asya, nazım ölçülerinin her türlü şekliyle eserler verdi. Fikrin ağır bastığı şiirlerinde milliyetçilik konusu büyük bir yer tutar. Aruzla başladığı şiirlerinde rubailer, gazeller yer aldı. Özellikle rubailere büyük önem verdi. Rubailerden oluşan 5 ayrı kitap yazdı. Çok renkli ve değişik biçimli şiirler yazmış olan Asya, son şiirlerinde biraz da mistisizme yöneldi. Şiirinde daima bir yenileşme çabası içinde olan şair, etkilerden uzak kalarak kendine özgü bol renkli şiir dünyasını oluşturdu. Şairin rubaileri bizleri Ömer Hayyam’la buluşturur Tahran’ın en giz yerinde. Naat şiiri Mekke’ye götürür bizleri; orada “Besmele, ekmeğimizin bereketiydi/ İki dünyada aziz ümmet/ Muhammed ümmetiydi” diyerek sesleniyoruz çöllere…
7 Şubat 1904 yılında Çatalca'nın İnceğiz Köyü'nde dünyaya gelen Arif Nihat Asya, edebiyat öğretmeni olarak görev yaptığı yıllarda şiir yazmaya başladı.
Milli Mücadele Dönemi'nde vatan aşkı ile şiirleri kaleme aldığı yıllardır. 1928 yılında Darülmuallimin'i Aliye'den edebiyat öğretmeni olarak mezun oldu ve Adana kolej ve öğretmen okullarında edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yapan Asya, 1948 yılında Edirne'ye tayin edildi. 1950-54 döneminde Adana Milletvekilliği, 1954 yılında Eskişehir milletvekilliği yapmıştır. 1962 yılında ise Ankara Gazi Lisesi'nden emekli oldu.
Arif Nihat Asya 5 Ocak 1975 tarihinde Ankara'da ebedi âleme göç etti.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul'da gerginliğe neden olan “Bayrağa Saygı” adı altında gerçekleşen yürüyüşler sırasında resmi twitter hesabından da Arif Nihat Asya’nın “Bayrak” şiirini seslendirdi. İşte o şiir:
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yeryüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!