Cumhuriyet döneminin en sevilen 12 şiiri


TYB tarafından organize edilen "Şiir Günleri" kapsamında Cumhuriyet tarihinin en sevilen 12 şiiri seçildi.


Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi ve İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen "Şiir Günleri”, “Ne Varsa Hep Şiir” sloganıyla gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında Cumhuriyet döneminin en sevilen 12 şiiri oylama ile belirlendi. 16 bin oy kullanılan oylamanın sonucunda belirlenen on iki şiir, festivalin final programı olan Şiir Gemisi’nde katılan şairler tarafından açıklanıp, seslendirildi.
 
İşte Cumhuriyet tarihinin en sevilen 12 şiirinden bazı bölümler:
 
1. Sezai Karakoç - Mona Roza
Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
 
2. Atilla İlhan - Ben Sana Mecburum 
 
Ben sana mecburum bilemezsin 
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
Büyüdükçe büyüyor gözlerin 
Ben sana mecburum bilemezsin 
İçimi seninle ısıtıyorum. 
 
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 
Bu şehir o eski İstanbul mudur 
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
Sokak lambaları birden yanıyor 
Kaldırımlarda yağmur kokusu 
Ben sana mecburum sen yoksun. 
 
3. Ahmed Arif - Hasretinden Prangalar Eskittim
 
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
 
Ard arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...           
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana 
Bir bu yana
 
4. Necip Fazıl Kısakürek - Kaldırımlar
 
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; 
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. 
Yolumun karanlığa saplanan noktasında, 
Sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum. 
 
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; 
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. 
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; 
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. 
 
5. İsmet Özel - Münacaat
Meyan kökü kazarmış babam kırlarda 
ben o yaşta koltuğumda kitaplar 
işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı 
cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları 
kafamda yasak düşünceler, Gide mesela. 
Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm 
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana 
gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar 
resimli bir kitaptan çalardım hayatımı 
oysa hergün 
merkep kiralayıp da kazılan kökleri 
Forbes firmasına satan babamdı. 
 
6. Turgut Uyar - Göğe Bakma Durağı
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım
 
7. Abdurrahim Karakoç - Mihriban
 
Sarı saçlarına deli gönlümü 
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban. 
Ayrılıktan zor belleme ölümü 
Görmeyince sezilmiyor Mihriban. 
 
Yâr deyince, kalem elden düşüyor 
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor 
Lâmbamda titreyen alev üşüyor 
Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban. 
….
 
8. Mehmet Akif Ersoy - Çanakkale Şehitlerine
 
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? 
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. 
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- 
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. 
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! 
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' 
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, 
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! 
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, 
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer. 
 
9. Sezai Karakoç - Sürgün Ülke
 …
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 
 
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır 
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır 
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır 
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır 
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır 
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır 
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır 
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır 
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır 
 
10. Yahya Kemal Beyatlı - Sessiz Gemi
 
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
 
11. Necip Fazıl Kısakürek - Sakarya Türküsü
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; 
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. 
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; 
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. 
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; 
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. 
 
12. Erdem Beyazıt - Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair
 
Bir de baharlar bilirim 
Apartman odalarında büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği 
Anadolu bozkırlarında 
İstanbul’dan çıkıp Diyarbekir’e doğru 
Tekerleri yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içen 
Cesur otobüs pencerelerinden 
Bilinçsiz bir baş kayması ile görülen 
Evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında 
Çıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarının 
Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken 
Diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen. 
Paylaşki Değeri Artsın :
Print PDF

Yükleniyor...

Son Yazılar

Köşe Yazarları

Popüler

 
Support : Site Yaptır | Web Destek | Danışmanlık
Yazılım/Tasarım : ERSA
Copyright © 2013. İstanbul Haber Gazetesi - İstanbul'un Sesi
Ersa Tasarım
Copyright 2012 Site Oluştur | Bu Bir Er-Sa Markasıdır. Tasarım: Creating Website