Türk mutfağında sofra kültürümüz


Kültürümüzün silinmeyen ve vazgeçilmeyen "Türk sofrası" aile bireylerini birbirine bağlıyor ve sağlık açısından da topluma fayda sağlıyor.



Milli kültürümüzün en canlı konusu sofra ve mutfak kültürümüzdür. Türk mutfağı, dünyanın en zengin üç mutfağından biri olarak kabul edilmiştir. Beslenme geleneklerimizde komşularımızla ilişkilerimiz de oldukça önemlidir. "Göz hakkı" ve "koktu" diyerek komşulara ve yoksullara yemek gönderilir. Komşu da tabağı iade edeceği zaman tabağı boş göndermez.

Aile ve Sofra
Türk ailesi günümüzde genelde bir gün içinde üç defa sofra başında toplanmaktadır. Fakat büyük şehirlerde iş ve okulların evlere uzaklığıyla öğle yemeğinde bir araya gelme imkânı ortadan kalkmıştır. Her ailede yemek saatleri, aile fertlerinin iş ve okul durumuna göre ayarlanıyor. Yemek zamanı yaklaşınca ailenin çocukları ellerini yıkadıktan sonra sofraya yardım eder. Anne yemeklerin pişmesiyle ilgilenir. Baba ekmeğin kesilmesi, meyvelerin hazırlanmasında ve suyu sürahiye koyarak sofra hazırlanmasında yardımcı olur. Eğer evde yaşlılarımızla yaşıyorsak sofra hazırlanınca sofraya buyur edilir. Yemeğe aile fertleri sofraya oturduktan sonra başlanır. Yemeğe aile reisi "besmele çekerek", "afiyet olsun" diyerek başlamadıkça diğer bireyler yemeğe başlamazlar. Yemekten önce ellerin yıkanması bereketin arttıracağının, yemekten sonra yıkanması ise, sağlığa fayda olacağı ve ömrün uzatacağını söylerler. Eski Türk beslenme geleneğinde misafire yoğun yemek ikramı şarttı. Sofrada her türlü yemek bulunduğu halde yoğurt yoksa misafir ağırlandı sayılmazdı. Türk mutfağında yemekler şu sırayla yenilir: Çorba, et veya etli sebze yemeği, pilav, makarna veya börek, zeytinyağlılar, tatlı veya meyve. Pilav veya böreğin yanında "soğukluk" olarak hoşaf, komposto, cacık veya yoğurtan biri bulundurulmaya gayret edilir.

Uzaktan aileye misafir olarak gelenlere aç olup olmadıkları sorulur."Allah ne verdiyse " denilerek, evdeki hazır yemeklerden ikram edilir. Daha sonra kahve su ve çikolatayla ikram edilirken bir yandan da sohbet edilir.

Sofra adabı
Yemek kültürü, sofra gelenekleri, başka bir deyişle sofra adabı, her millette olduğu gibi Türk milletinde yüzyıllar öncesinden itibaren şekillenmiştir. Son devirlerde Avrupa milletlerinden alınmış bazı sofra kuralları da vardır. Türk sofrasında uygulanan temel davranış kalıpları şunlardır.
Sofraya gelen her yemek yenir. Sağlık dolayısıyla bazı yiyecekleri yiyemeyenler özürlerini mümkünse sofra kurulmadan önce söylerler. Fazla yememek sofrada biraz aç kalmak geleneği benimsenmiştir.
Ayrıca dikkat edilmesi gereken arasında şunlarda sayılabilir:
- Yemekler sofraya damlatılmaz,
-Yemek koklanmaz, soğutmak amacıyla üflenmez,
-Et bıçakla kesilir. Eller ve bıçak ekmekle temizlenmez,
- Ekmekten dişle lokmalar koparılıp yemeğin suyuna banılmaz,
-Ağızda lokma varken konuşulmaz vb gibi...

Sofra duası
Yemeğin sonunda dua yapılır ve yemeği pişirenlere teşekkür edilir. Sofra duası, toplu yemeklerde duhanlar tarafından yapılır. Sofra duasından sonra bir lokma yenmesi gelenektendir. Ancak sofra duası yemeğin sonunda olması unutulmamalıdır.

Toplu sofra
Türk toplumunda aile sofrasının yanında birbirini tanıyan ve tanımayan kişilerin, ailelerin katıldıkları toplu yemeklerde verilir. Şu başlılar altında toplayabiliriz.

1- Düğün Yemeği
Nişan ve düğün törenlerinde verilen yemeklerdir. Asıl düğün yemeği düğünden daha büyük davetlilerin bulunduğu yemektir. Buda ya oğlan evinde, ya restoran da ya da otel gibi mekânlarda gerçekleşir. Eğer ailenin maddi durumu müsait değilse, en azından geleneği devam ettirmiş olmak için çok yakınlara evlerde sofralar kurulur. Yemek çeşitleri bölgeye göre değişmekle beraber köylerde, genellikle etli pilav ikram edilir. Kasaba ve şehirlerde yemek daha da çeşitlenir.

2- Sünnet Yemeği
Bu yemek sünnet düğününe katılanlara ve yoksullara verilen yemektir.

3- Ölü Yemeği
Bir ölüm olduğunda, cenaze sahiplerinin, defin günü, ölümün 40. günü veya herhangi bir zaman verdiği yemektir.

4- İftar Yemeği
Ramazan ayında akrabalara, dostlara, komşulara, iş yerinde çalışanlara ve fakirlere verilen yemektir.

5- Hacı Yemeği
Hacdan dönenlerin yakın akrabalarına, dostlarına verdiği yemektir.

6- Adak Yemeği
Bir adağı yerine gelenlerin akraba ve dostlarına verdikleri yemektir. Çok yaygın olmayan bu yemekte asıl olan bir kimsenin herhangi bir konuda gerçekleşmesini veya gerçekleşmemesini istediği bir dilek veya olay için adakta bulunmaktır.
Özel günlerimizde özel yiyecekler
Özel günlerde, özel olaylarda belirli yiyecek ve içeceklerin yenmesi, içilmesi veya ikram edilmesi gelenektendir.
Bu özel gün yemekleri başlıca şunlardır:
- Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem ayının ilk 10 günü içinde "aşure" pişirilir ve akrabalara, komşulara dağıtılır.
- Kandillerde kandil simidi lokma,
- Ramazan ayında pide, güllaç, çorba ve hurba,
- Mevlitlerde şeker,
- Ramazan bayramında şeker, çikolata ve tatlılar,
- Kurban bayramında kavurma ve işkembe çorbası,
- Yılbaşı kutlamalarında hindi, tavuk, çerez,
- Doğumdan sonra Loğusa şerbeti,
-Ölü yemeğinde helva,
- Çocuğun ilk dişi çıktığında diş buğdayı
-Yağmur duasında etli pilav yenir ve ikram edilir.
Paylaşki Değeri Artsın :
Print PDF

Yükleniyor...

Son Yazılar

Köşe Yazarları

Popüler

Dış Kaynaklar

 
Support : Site Yaptır | Web Destek | Danışmanlık
Yazılım/Tasarım : ERSA
Copyright © 2013. İstanbul Haber Gazetesi - İstanbul'un Sesi
Ersa Tasarım
Copyright 2012 Site Oluştur | Bu Bir Er-Sa Markasıdır. Tasarım: Creating Website