Anzakların 101 yıl boyunca cevapsız kalan mektupları Türklerden barış dolu yanıtlar aldı.
Aradan geçen uzun yıllara rağmen tüm ulusların halen kanayan yarası Çanakkale... Günümüzde sevdiklerimize ulaşmak parmaklarımızın ucundayken, 1915'te Çanakkale'de, çetin bir savaşın ortasında bu ihtiyaç ancak mektuplarla sağlanabiliyordu. Hayatlarının baharında hem Anadolu'nun dört bir yanından hem de dünyanın diğer ucundan Çanakkale'ye gelip kendilerini amansız bir savaşın içinde bulan askerler için iletişim kurmak; okuma yazma oranı ve posta imkanlarının çok düşük olduğu o yıllarda hiç de kolay değildi.
101 yıl önce aynı topraklarda karşı cephelerde savaşan Türk ve Anzak askerlerinin de tek isteği sevdiklerine ulaşabilmek, onları haberdar edebilmekti. Pek çoğu bunu başaramadı ve mektupları da bir asır boyunca yanıtsız kaldı. Turkcell 18 Mart'ta Çanakkale'deki şehitleri anmak amacıyla www.canakkaleyemektuplar.com web sitesini hayata geçirdi ve 1915 ile günümüz arasında güçlü bir bağ kurdu. Eskişehirli Mustafa'dan Filistinli Hasan'a, Avustralyalı Oliver'dan Gaziantepli Mehmet'e, Iraklı Abdullah'tan Yeni Zelandalı Benny'ye savaşa katılan askerlerin isimleri bir harita üzerinde yer alıyor. İsimlere tıkladığınızda askerin künyesine ulaşıyor ve ona mektup yazabiliyorsunuz. Bu web sitesi sayesinde Türk, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlere mektuplar yağmaya başladı. Yazılan her mektubun Çanakkale'de bir fidana dönüşeceği proje Türkçe ve İngilizce olarak devam ediyor.
"Bu topraklarda rahat uyu, sizin için de dua ediyoruz"
25 Nisan Anzak Günü'nde Avustralya ve Yeni Zelanda adına savaşa katılan ve yaşamını yitiren askerler anılırken, cevapsız kalan mektupları Türkler tarafından dostluk ve kardeşlik dolu mesajlarla yanıtlanıyor. Karşı cephede de olsa, o dönem düşman olarak nitelendirilse de başka bir milletin askerlerinin bu topraklarda nasıl sevildiği, bir Anzak askerine verilen şu yanıttan da anlaşılabilir: "Burada kesinlikle yalnız değilsin çünkü biz Türkler kolay severiz. Bu topraklarda rahat uyu, seni de seviyoruz, saygı duyuyoruz, sizlerin ruhları için de dua ediyoruz..."