Elli yıllık mazisi olan Taksim Cami projesinin temelini atan Başkan Kadir Topbaş, “Buna bir mücadelenin başarısı diye bakmıyorum. Bir ihtiyacın karşılanması olarak değerlendiriyorum.
Elli yıllık mazisi olan Taksim Cami projesi, İstanbul 2 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun onayı ve Beyoğlu Belediyesi'nin ruhsat vermesinin ardından, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve dualarla yapılmaya başlandı.
Törene İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın yanı sıra Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, bazı milletvekilleri, hayırseverler ve cami derneğinin yöneticileri katıldı.
Törende konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Taksim’de geçmişten bugüne kadar bir mabet ihtiyacının olduğunu hisseden herkesi yad ettiklerini belirten Başkan Kadir Topbaş, caminin toplumun ihtiyacını karşılamak adına yapıldığını söyledi.
İstanbul'un öteden beri hep bir barış kenti olduğunu, farklılıkları ve zenginlikleri bir arada yaşadığını vurgulayan Kadir Topbaş, “Aynı sokakta, Cami, Sinagog ve Kilise bulundu. 'Ne olursan ol, yine de gel' diyen bir anlayışın mensuplarıyız biz. Pera bölgesi diye adlandırılan bölgede özellikle farklı kültürlerin çok yoğun yaşadığı ve batıya açılan pencere olarak kabul edilen bir alan. Hemen yanımızda kilise var. Yani bir tarih kokan bölgede yaşamaktayız. İnsanların yaşam alanları arasında birtakım temel ihtiyaçları var ki, biz bunlara hep 'sosyal donatı alanları' deriz. Burada meslektaşlarıma, bu caminin tasarımını hazırlayanlara teşekkür ediyorum. Gerçekten bölgeye uygun bir yapıyı, camiyi, mabedi buraya projelendirmişler” diye konuştu.
“Bu bölgede, bebekliği çocukluğu geçmiş olarak bahsetmek istiyorum. Yıllarca bu sıkıntı hep yaşandı. Maalesef camisi eksik olan bir bölge. Burada ihtiyaç var” diyen Başkan Topbaş, şöyle konuştu;
“İnsanlar burada, kış aylarında dahi gazete kağıtları üzerinde ibadetlerini yerine getiren insanların ızdırapların hiçe sayıldı. Ve maalesef bugün geriye baktığımızda, geçmişte ne kadar lüzumsuz kavgalar yaptığımız görüyoruz bazı konularla ilgili. Mesela başörtüsü yasağı. Bitti geride kaldı. Ne kavgalar edildi. Burasıyla ilgili farklı bir gerginlik ortaya konulmaya çalışıldı. Ne kadar üzücü. Bakınız biz yöneticiler olarak ihtiyaç olduğu için yılda 18 maç yapılacak büyük statlar yapıyoruz. Ama 30 gün Ramazan-ı şerif, 52 hafta cuma ve diğer günleri koyduğunuz zaman daha fazla bir ihtiyaç var. Ama bu maalesef farklı yorumlanıyor. Farklı yerlere çekiliyor. Bu temel bir ihtiyaç ise yapılması lazım.”
“Taksim Cami’ni bir mücadelenin başarısı diye bakmıyorum. Bir ihtiyacın karşılanması, anlaşılır olması olarak değerlendiriyorum” ifadesini kullanan Kadir Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Hemen burada Santa Maria Kilisesi'nin yanında olması ve iki mabedin Taksim'e bakıyor olması, bu şehrin ne kadar hoşgörülü olduğunun bir sembolüdür. Gelecek yabancılar, turistler, bu bölgede dolaşırken bir taraftan minareleri, diğer taraftan kiliseyi görecekler. Bu şehirde hoş görünün ne kadar hakim olduğunu ne kadar birlikte yaşanabildiğini görecekler. Bu açıdan çok önemli. Bir de sokaklarda gazete ve koli kağıtları üzerinde namaz kılanlar değil, daha medeni ve daha temiz bir görüntü olacak. Burada Beyoğlu Belediye Başkanlığı yaptım, bilmiyorum. Fransız Kültür Merkezi’nin Cuma günleri kendi bahçesini açtı insanların namaz kılmaları için. Hatta kışın Santa Maria Kilisesi’ne giderek, ‘Burada Cuma kılabilir miyiz’ diyenler oldu. Ama bu algılanmadı, bilinmedi. Mübarek bir cuma günü temel atıyor. Buna şahitlik, tanıklık ediyoruz. Hepimiz inanıyorum ki, gurur duyacağız. Biz 80 milyonluk büyük bir aileyiz. Ortak kader paylaşıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.”
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan da 50 yıla varan hayatının büyük bölümü Taksim'de geçen biri olarak burada cami eksikliğini hep hissettiğini söyledi. Cuma namazları için yıllarca başka başka semtlere gitmek zorunda kaldıklarını ifade eden Demircan, “Her gün milyonlarca insan Taksim'e akıyor. Bugüne kadar namaz kılanlara bir mekan sunamadık. Burada cami yapmak için kurulmuş derneğin binasını, on yıllarca mabet olarak kullandık. Şimdi iyileştirsek de yıllarca teneke minareli bu dernek binasında namaz kıldık. Dar, sıkışık, ancak 20-30 kişiyi ağırlayan bu yapıya hem şükrettik hem utandık. Taksim Meydanı'nın yanı başında, mescit gibi kullanılan emektar binanın yerine, görkemli mabetlerin komşusu olarak Türkiye'ye, Taksim'e yakışır estetik bir caminin temelini atıyoruz. Caminin kubbesi dualara, kardeşliğe ve muhabbete şahit olsun” diye konuştu.
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ise, İstanbul açısından tarihi bir gün olduğunu ve çok önemli bir görevi ifa etmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, “Ne söylersek söyleyelim, bugüne mahsus söylediklerimiz yetersiz kalır. Bugün azmin, inancın, sabrın ve aşkın müşahhas numunesidir. 50 yıl önce başlayan, hatta rahmetli Menderes döneminde de fikir olarak konuşulan bu eser, bugün somutlaşmış olarak önümüze çıktı. Yeter ki bizim inancımız güçlü, kararlılığımız kavi olsun. İdealimizi gerçekleştirmek için hiçbir şey engel olamaz” diye konuştu.
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ise, İstanbul açısından tarihi bir gün olduğunu ve çok önemli bir görevi ifa etmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, “Ne söylersek söyleyelim, bugüne mahsus söylediklerimiz yetersiz kalır. Bugün azmin, inancın, sabrın ve aşkın müşahhas numunesidir. 50 yıl önce başlayan, hatta rahmetli Menderes döneminde de fikir olarak konuşulan bu eser, bugün somutlaşmış olarak önümüze çıktı. Yeter ki bizim inancımız güçlü, kararlılığımız kavi olsun. İdealimizi gerçekleştirmek için hiçbir şey engel olamaz” diye konuştu.
Kadir Topbaş’ın, 1977 yılında kurulan ilk cami derneğinin kurucularından biri olduğunu dile getiren Adnan Ertem, “Sayın Başkanımız Kadir Topbaş, bugün derneğin gayesini yerine getiren biri olarak aramızda bulunuyor. Bu şansa herkes sahip olmayabilir” dedi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 1977 yılında şimdiki mescitte dernek kurulmasını amaç edindiğini, sonrasında da arsaları toplama ve bu projeyi gerçekleştirme işinin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne verildiğini anlatan Ertem, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu Belediyesi, hayırseverler dahil herkes buradaki harcın altına elini koydu. Ne mutlu bize ki bu görevi başlatanlarla birlikte Allah bize temel atmayı nasip etti” şeklinde konuştu.
Caminin mimarlarından Selim Dalaman da Taksim'e yapılacak mabedin “Art Deco” mimari stilinden esinlenerek, geçmişin izlerini geleceğe taşımayı hedeflediklerini söyledi. Caminin büyüklüğü, yapısı ve özellikleri hakkında bilgi veren Dalaman, mabedin Taksim ve Türkiye için hayırlı olmasını diledi.
Törende konuşmaların ardından İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz dua etti. Daha sonra Başkan Kadir Topbaş ve beraberindekiler butona basarak temel atma törenini gerçekleştirdi. Külliye tarzında yapılan ve 2 yılda tamamlanması cami projesinde, eğitim alanları, sosyal alanlar ve otopark da yer alıyor.
