Yenidoğan çetesinin yargılandığı davada 5. gün sona erdi! İşte tüm detaylar

İstanbul'da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi'nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı dava yarına ertelendi. Yarın görülecek duruşmada örgüt lideri Fırat Sarı'nın savunması alınacak. İstanbul'da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22'si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı duruşmanın beşinci günü tamamlandı. Duruşma, yarın saat 10.00'da 6. oturumu ile devam edecek. Yarın görülecek olan oturumda örgüt lideri Fırat Sarı'nın savunma yapacağı öğrenildi. İŞTE TÜM DETAYLAR Duruşmanın 5. gününde kürsüye ilk olarak çetenin kilit isimlerinden ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir geldi. İddianamede; Özdemir'in 112 ambulans şoförü olduğu, Fırat Sarı'nın işletmeciliğini yaptığı hastanelerin yoğun bakımlarını doldurabilmek adına ASKOM algoritmasına aykırı olacak şekilde hareket edip önce bebek hastanın ailesini ikna ettikten sonra hasta için tedavi ret işlemini yapıp 112 çağrı merkezinden provizyon numarası almadan, sanki bu hasta başka hiçbir hastaneye gitmemiş gibi gösterilerek işletme hastanelerinin birisine acilden giriş yapılmasını sağlayarak bu işlem neticesinde sevk başına para aldığı, zaman zaman 112 nakil birimi ile yaptığı görüşmelerde kendisini "Doktor" Ahmet olarak tanıttığı iddia ediliyor. HASTA YÖNLENDİREREK PARA KAZANDIĞIMI KABUL EDİYORUM Gazeteci Emrullah Erdinç ve Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre; mahkeme başkanı hakkındaki suçlamaları okudu ve sanık savunmasına başladı: Gıyasettin Mert Özdemir: Suçlamaları kabul etmiyorum, ancak hasta yönlendirerek para kazandığımı kabul ediyorum. Burada bir gerçeği açıklamak istiyorum: İstanbul'da yalnızca 4 kuvözlü ambulans bulunuyor. Bu ambulansların bir hastaya ulaşması en az 2 saat sürüyor. Bu nedenle, tıp merkezinden yoğun bakıma ihtiyaç duyan bir hastanın sevk edilmesi ortalama 5-6 saat alıyor. Hasta bir an önce hastaneye gitmeli, fakat mevcut kurallar bu süreci hızlandırmaya izin vermiyor. Bu yüzden sevk zinciri bizim gibi kişiler aracılığıyla kırılıyor ve hastane bulunuyor. Biz doktorlarla konuşarak özel hastanelerin ambulanslarını kullanıyoruz ve 112 Acil Çağrı Merkezi'nden protokol alıyoruz. Böylece 5-6 saat süren sevk süreci, 45 dakikada çözülebiliyor. Bu, hasta bakımından daha uygun bir çözüm mü? Mahkemenin takdirine bırakıyorum. Şunu da belirtmek isterim: Yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerde, 112'ye durumun bildirilmesi 30 dakika sürüyor. Kamu hastanelerinde ise uygun bir hastane bulunması çok daha uzun zaman alıyor. Bu nedenle, hastaneler bizimle iletişime geçiyor. Biz, 45 dakika içinde hastaya uygun bir hastane buluyoruz. İstanbul Avrupa Yakası'nda, bebekleri taşımak için yalnızca 4 adet kuvözlü ambulans var. Buna karşılık, özel hastanelerde yenidoğan ünitelerine sahip her hastanede kuvözlü ambulans bulunuyor.
"SAVCI ART NİYETLİ" Gıyasettin Mert Özdemir: Savcı Yavuz Engin tarafından bilerek art niyetli olarak 112 ambulans şoförü olmam nedeniyle alo yapıldığını düşünüyorum. İddianamenin 1400 sayfa olmasına rağmen, İstanbul dışında çalışan 112 nakil birimindeki personelin ifadelerinin alınmadığını görüyorum. Bu durum, benim açımdan bir art niyet barındırıyor. Tüm 112 çalışanlarının da zan algında bırakıldığını düşünüyorum. Beni örgüt yöneticisi olarak gösterdikleri için 10 bebeğin ölümüyle beni sorumlu tutuyorlar. Bunun tekrar Savcı Yavuz Engin tarafından art niyetli yapıldığını belirtmek isterim. Kaya Bebek bir bebek sevki değil, bir gebe sevkidir. Sadece Kaya Bebek ile ilgili adım geçmektedir. "BEN YETİŞKİN SEVKİ DE YAPIYORUM" Gıyasettin Mert Özdemir: 112 ambulans şoförüyüm ve bir örgüt yöneticisi olarak buradayım ama ben tüm branşlarda hasta yönlendirmesi yaptığımı kabul ediyorum. O kadar tape kaydı varken sadece yenidoğan tape kayıtlarının baz alınmasını art niyetli buluyorum. Ben yetişkin sevki de yapıyorum ve bu konunun Fırat Sarı ile ilgisi yok. AYLIK 5 HASTA YÖNLENDİRDİĞİMDE HASTANELER ÖDEME YAPAR Mahkeme Başkanı: Senin eşin ile Fırat Sarı arasında para transferi var. Gıyasettin Mert Özdemir: Maddi kazanç elde ettiğimi söyledim. Hasta yönlendirmesi yaptığım için Bağcılar Şafak Hastanesi, Birinci Hastanesi ve Medisense Şirketi'nden ödeme aldım. Esenler Güney Hastanesi'nden almadım. Mahkeme Başkanı: Birinci Hastanesi'nde kimle muhatap oluyordun? Gıyasettin Mert Özdemir: Ali Aksu. Mahkeme Başkanı: Medisense Şirketi'nde kimle görüşüyordun? Gıyasettin Mert Özdemir: Dr. Fırat Sarı. Mahkeme Başkanı: Ne kadar ödeme aldın? Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta başına şöyle bir ücret gibi bir şey yok. Genel olarak aylık 5 hasta yönlendirdiğimde hastaneler değerlendirir ve ödeme yapar. Mahkeme Başkanı: Bağcılar Şafak Hastanesi mi demiştin? Gıyasettin Mert Özdemir: Evet. Mahkeme Başkanı: Kimle görüştün? Gıyasettin Mert Özdemir: Mustafa Kazan ile görüştüm. "HASTA MAĞDUR OLMUŞ GİBİ KONUŞUYORSUN" Mahkeme Başkanı: O hastaları sen nasıl buluyordun? 112'de çalıştığın için hasta bilgilerinden mi buluyordun? Gıyasettin Mert Özdemir: Çevrem olduğu için buluyordum. Sanki 112 verilerini yaymışım gibi bir suçlama yapılmış ama bu, 112'ye bildirilemeyen durumlardan ötürü yaşanıyordu. Nasıl başvuru yazılmadan veriyi yayabilirim? Mahkeme Başkanı: Öyle bir anlatıyorsun ki sanki millet mağdur olmuş, 112'ye başvuramamış da sen yardımcı olmuşsun. (Mahkeme Başkanı bir konuşmasını okudu. Konuşmada hastanın 112'ye bildirilmesine engel olunduğu yer alıyor.) Gıyasettin Mert Özdemir: "Bildirmeyeceğim" derken kendimin bildirmeme gibi bir durumum yok. SURİYELİ BEBEK KONUSU... Mahkeme Başkanı: İlker Gönen, Suriyeli bir bebekten bahsetmiş. "Türk'ü bekliyorum" demişsin, doğru mu? Gıyasettin Mert Özdemir: Hatırlamıyorum ama yine de savunma yapayım. Suriyeli-Türk mevzusu ile ilgili şunu söyleyebilirim: 112 nakil birimi, Suriyeli hasta kabul etmezse Türk hasta nakil edemiyor. Bu konudan bahsediyorum.
"SEN HASTALARIN TABURCU OLMAMASINI NİYE İSTEMİYORSUN?" Mahkeme başkanı, Fırat Sarı ile Özdemir'in tapelerini okuyor... Gıyasettin Mert Özdemir: Taburcu sevkleri ile ilgili işgüzarca konuşmalarımı kabul ediyorum. Mahkeme Başkanı: Sen konuşmanın başında sadece Fırat Sarı değil, başka yerlere de yönlendirme yaptığını söyledin. Oradaki taburcu sayılarını kontrol ediyor muydun? Gıyasettin Mert Özdemir: Evet. Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı, "Sana ne benim taburcu sayımdan" demiyor muydu? Mahkeme Başkanı: Sen hastaların taburcu olmamasını niye istemiyorsun? Seni neden ilgilendiriyor? Gıyasettin Mert Özdemir: Hastanelerde boşluk var mı yok mu diye bunaldığım oluyordu. Mahkeme Başkanı: Murat Mantuş ile Fırat Sarı arasında bir konuşma geçiyor. "Hasta sayısında azalma var" diyor, "Mert ile konuştum, sayıyı artırır" diyor. Neden? Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta yönlendirmesi yaptığım için böyle bir görüşme. Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile görüşüyor muydun? Gıyasettin Mert Özdemir: Hep görüşüyordum, yoğun bakım ünitesi çalıştırdığı için. BİR HASTANEDEN ALDIĞI PARA Mahkeme Başkanı: Mustafa Kazan'dan ne kadar aldın? (Bağcılar Şafak Hastanesi) Gıyasettin Mert Özdemir: 1 kere 67 bin, bir keresinde de 45-50 bin TL aldım hasta sevki için. "ÇOK ORTALIĞIZ" SÖZLERİ SORULDU Mahkeme Başkanı: Çağla Durmuş ile konuşuyorsunuz, "Herkes nerede çalıştığımızı biliyor, çok ortalığız" diyorsun. Ne demek bu? Gıyasettin Mert Özdemir: Çünkü benim resmi görevim 112 ambulans şoförlüğü. Ama hasta sevki yaptığım için bunun bilinmesini istemiyordum. Mahkeme Başkanı: Kendin için mi endişe ediyorsun sadece? Gıyasettin Mert Özdemir: Evet, kendim için. "SADECE FIRAT SARI İLE ANLAŞMAM YOK" Mahkeme Başkanı: "Taburcu süresi düşerse kazancımız düşer" konuşması için ne diyorsun? Gıyasettin Mert Özdemir:İşgüzarca yaptığım bir konuşmaydı. Mahkeme Başkanı: "Parasını alamadığımız hastayı neden tutuyoruz?" demişsin. Gıyasettin Mert Özdemir: Yine gereksiz bir konuşmaydı. Mahkeme Başkanı: "Ex geldi, karşı tarafa bir şey yapma," dedin. Gıyasettin Mert Özdemir:Konuyu anlatmak için söylediğim bir şeydi. Hastalar yanlış anlıyor, hasta yakınları da sıkıntı çıkarıyor. Böyle bir durum bir daha yaşanmasın diye mecazi bir örnek verdim. Ayrıca, "Siz yanlış bilgilendirirseniz öteki hastaneyi suçlamayın," anlamında bir uyarı yapmıştım. Mahkeme Başkanı: "Ölmüş, bana para vermeyecekler" deyip sana 1.000 lira gönderecekler, demişsin. Gıyasettin Mert Özdemir: Bu konuşma, bir erişkin yoğun bakım hastası ve bir bebek sevki sonrası bana para gönderilmesiyle ilgiliydi. Dediğim gibi, yalnızca Fırat Sarı ile bir anlaşmam yoktu.
BAŞKA HASTANELERLE DE ANLAŞMALARIM OLDU Mahkeme Başkanı: "Artık 112 bildirim yapmıyorum" demişsin. Gıyasettin Mert Özdemir: Evet, sıkıntı çıkmasın diye. Bildirilirse sevk yapılamaz, zaman yönetimi açısından böyle yaptım. Mahkeme Başkanı: Bu konuşmada sitem ediyorsun, panikliyorsun. Gıyasettin Mert Özdemir: Hayır, 112'ye "Bebeklere yer bulamıyorum" demedim ve paniklemiyorum. Mahkeme Başkanı: Serdarova bebekle ilgili "Doktor para alacak" denmiş. Gıyasettin Mert Özdemir: Ölen Serdarova bebekle ilgili transfer sürecinden çıktım. Doktora ödeme yapılacaktı. Mahkeme Başkanı: "Senin Fırat Hoca'yla çalıştığını biliyorum, sana 10 bin lira vereceğim, destekle bizi" denilmiş. Gıyasettin Mert Özdemir: Bu hastaneden ödeme aldım. Fırat Sarı ile işletme yaptığım dönemde başka hastanelerle de anlaşmalarım oldu. Parça parça 45-60 bin lira civarında ödemeler aldım; hasta sevki yaptım. Mahkeme Başkanı: "Beni mahvetti, ödemeler düştü" diyor Fırat. Gıyasettin Mert Özdemir: Bu, hasta sayılarının azlığıyla ilgili bir konuşmaydı. "DEMEK BU KADAR BOŞ KALMAMANIZ LAZIMMIŞ" Mahkeme Başkanı: 112'de çalışıp da ne kadar çok işle uğraşıyorsun? TAG (Martı TAG) yapıyorsun, hasta yönlendiriyorsun. Gıyasettin Mert Özdemir: Efendim, 12 saat nöbet tutup 36 saat izin yapıyorum. Mahkeme Başkanı: Demek bu kadar boş kalmamanız lazımmış. Biz de nöbet tutuyoruz, mesai yapıyoruz. MAHKEME BAŞKANI'NDAN TEPKİ GELDİ: SAVCI GÖREVİNİ YAPMIŞSA BU ART NİYET Mİ? Mahkeme Başkanı, 112 ambulans şoförü Özdemir'e "Art niyetli savcı" söylemlerini tekrar etmesi üzerine tepki gösterdi: Savcı neden art niyetli oluyor? Görevini yapmışsa bu art niyet mi? Görevini yapmak senin nazarında art niyet mi olmuş? Savcı bu işin üzerine gitmezse art niyet olur. ÇAM SAKURA SORUSU Mahkeme Başkanı: Çam Sakura'da doğumlar azalmış diyorsun. Nereden biliyorsun? Gıyasettin Mert Özdemir: Belki tanıdığım kadın doğum doktoru vardır, oradan biliyorumdur. ARACI ŞAHISLARIN İSİMLERİNİ VERDİ Üye Hakim: Bahsettiğiniz aracı şahıslar kim? Gıyasettin Mert Özdemir: Gaziosmanpaşa ve Florya Medikalpark Emrah Dulkaya, Asya Hastanesi'nden Şahin Bayraktar. Üye Hakim: Başka? Gıyasettin Mert Özdemir: Aklıma bu kadar geldi. Üye Hakim: Dosyadan bir isim? Gıyasettin Mert Özdemir: Serdar Yüksel de var. Üye Hakim: Ne iş yapıyor? Gıyasettin Mert Özdemir: Okan Üniversitesi'nde çalışıyor. Üye Hakim: Peki, Renas Kılıç aracı şahıs mı? Gıyasettin Mert Özdemir: Hayır, kendisini tanımıyorum. "HER HASTANENİN TÜM BİRİMLERİNDE İŞLETME OLDUĞUNU BİLİYORUM" İlker Gönen'in avukatı, 112 ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'e sordu: Sektör içerisinde başka işletmeci tanır mısınız? Gıyasettin Mert Özdemir: Her hastanenin tüm birimlerinde işletme olduğunu biliyorum. 5 BEBEĞİN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU TUTULAN DOKTORUN SAVUNMASI Duruşma verilen aranın ardından, 5 bebeğin ölümünden sorumlu olduğu iddia edilen Doktor Dursun Eryılmaz'ın savunmasıyla başladı. Dursun Eryılmaz: Birinci bebek; "29.11.2023 tarihinde eks olmuştur. Gerekli müdahaleyi yaptım. Karakoç bebek; Yalova'da doğuyor, bağırsaklarında çürüme oluyor, yenidoğana sevki yapılıyor. Çocuk cerrahisi, ameliyata karar veriyor. Beslenmeye başlıyor ama kilo kaybediyor çünkü bağırsakları erimiş, bu doğuştan bir durum. Bu bebeğin başında da ben vardım, gerekli müdahalelerde bulundum. Ancak aile, polisin gelmesinden tedirgin oldu. Basında bizi linç ettiler ama otopsi sonucu ölüm nedeninin farklı olduğu ortaya çıktı.Karaduman bebek; 27.11.2023'te kan şekeri düşüklüğü nedeniyle sevk edildi, tedavisine başlandı. Akraba evliliği tespit edildi. 28.11.2023'te eks oldu. 45 dakika boyunca canlandırma işlemi yapıldı; ancak bana haber verilmedi. Gittiğimde İlker Bey hastanedeydi ve olayı anlattı. Uzman raporunda ölüm sonrası alındığı söylenen tahliller öncesinde alınmıştı. Kadan bebekten bahsederken avukatı araya girdi; "Bu bebekle ilgili iddianamede sorumlu değiliz." Süleymanoğlu bebeği hatırlamıyorum, dosya elime gelirse daha net bilgi verebilirim. Bebek solunum sıkıntısı ile gelmiştir. Kalp hastası olduğu ortaya çıkmış, baştan bilinse kimse almazdı. 112'ye bildirildi. Mahkeme Başkanı: Karakoç bebekle kim ilgilendi? Dursun Eryılmaz: Ben ilgilendim. Mahkeme Başkanı: İlker Gönen? Dursun Eryılmaz: Her vaka İlker Bey'e danışılırdı. "DURSUN ÇIKMADAN EKS OLSUN" Mahkeme Başkanı: İlker ile Çağla arasında bir konuşma var; "Eks oluyorsa, Dursun çıkmadan eks olsun. Söyleyin, Dursun Bey gelsin, Galatasaray maçı var akşam" diyor. Ne diyorsun? Dursun Eryılmaz: O tapelerin ilerleyen kısmında "Dursun abi bebeğe ultrason yapsın" deniyor. Ancak ben çıkmadan bebek eks oldu. 14.05'te eks oldu. İHMALLE SUÇLANAN DOKTORA "FIRAT SARI" SORUSU Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı'yı tanır mısın? Dursun Eryılmaz: Çocuk doktoru olarak tanırım. Mahkeme Başkanı: İşletmeye mi bağlıydın? Dursun Eryılmaz: Hayır, hastaneye bağlıydım. Mahkeme Başkanı: "Fırat Sarı çocuk doktorudur. 1-2 yıldır tanıyorum, kendisinin yanında çalıştım" demişsin. Dursun Eryılmaz: Hayır, benim çalıştığım yerlerin işletmesini Fırat Sarı almış dedim. Yanlış yazılmış. Dursun Eryılmaz: Hesabımı çıkardım, 1 buçuk yılda 900 bin TL almışım. Aylık 50 bin TL almışım. "EPİKRİZİ YAZAN DA ONAYLAYAN DA BENİM" Üye Hakim: Fırat Sarı ve İlker Gönen arasındaki konuşmada diplomanızın kullanıldığına dair bir ifade geçmiş. Bu doğru mu? Dursun Eryılmaz: Bana öyle bir teklif gelmedi. Onlara da sorun. Üye Hakim: Karakoç Bebeğin ölümüyle ilgili İlker Gönen ile Çağla Durmuş arasında geçen konuşmada, Çağla saat 14.00'te İlker'i arayıp "Bebek eks oldu" diyor. Siz ise 16.00 dediniz. Dursun Eryılmaz: 14.00'te kalbini alamadım, tekrar dinlediğimde kalbini duydum. 16.00'da eks oldu. Üye Hakim: Bu süreç 2 saat mi sürdü? Dursun Eryılmaz: Evet, 2 saat sürdü. Üye Hakim: "Epikriz notları benim dolabımda" dediniz. Çağla, İlker'e "Ölüm saatini kaç yazalım?" diyor. Epikrizleri yazması gereken sizsiniz. Çağla neden size sormuyor? Dursun Eryılmaz: Onlara sorun. Epikirizi yazan benim, onaylayan da benim. O, Çağla'nın konuşması. Sisteme girip herhangi bir programdan yazılacak bir şey değil, özel bir sistem. Üye Hakim: İlker neden Çağla'ya "Dursun abiyle ağzınız bir olsun" diyor? Dursun Eryılmaz: Polisler geldi diye. Zaten ağzımız birdi, farklı bir şey yok. Her hastanenin tüm bölümleri kiraya verilmiştir Savcı: Şirketten haberim var dedin. Niye bu şekilde bir yerde çalışmayı tercih ettin? Dursun Eryılmaz'ın Avukatı: Bu soru müvekkilime değil, Sağlık Bakanlığı'na sorulmalı. Mahkeme Başkanı: Sorunun sorulmasına karar verildi. Dursun Eryılmaz: Anlaşmayı yapan ile hastane arasında geçen bir durum. Her hastanenin tüm bölümleri kiraya verilmiştir, sadece yenidoğan değil.
"AİLELER GALEYANA GETİRİLDİ, KİM BİZE SAHİP ÇIKACAK?" Medisense şirketinde doktor olarak görev yapan ve iddianamede bebekler Kadan, Ayaz Karaduman, Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Kerem Muhammed Tokluoğlu'nun ihmali davranış nedeniyle ölümüne sebep olma suçunu işlediği tespit edilen sanık Gönen savunma yaptı. Sanık Gönen savunmasında, "Karakoç bebeğin bağırsaklarında sorun vardı. Bebek Yalova'dan geldi. Bebeğin durumu kötüleşti. Bağcılar'da ameliyat oldu. Sonra sevk oldu. 64 gün sonra bebek vefat etti. Beni hemşireler 64 gün boyunca aradı. Bebeğe mama veriyorduk ağzından geliyordu. Ben bebeğin beslenemediği için ölmesiyle suçlanıyorum. Bebek Karakoç vefat ettikten sonra polis geldi bütün dosyalara el koydu ve bebeği Adli Tıp Kurumu morguna götürdü. Bebeğe otopsi yapıldı. Rapora göre bu bebeğin ölümü beslenememe değil, bağırsakların yırtılması. Masumiyet karinem varken, her şeyde gizlilik kararı varken, nasıl oluyor da haberlerde kanallarda sayfa sayfa çarşaf çarşaf yayınlanıyor bu iddialar ama benim avukatım ulaşamıyor. Bu Allahtan reva mıdır? Aileler galeyana getirildi. Kim bize sahip çıkacak?" dedi. "AVUKATIM DOSYAYI BANA GETİRMEDEN BAKIN ÖTENAZİ YAPMIŞLAR DENİLİYOR" Sanık Gönen savunmasının devamında, "2. bebek Tokluoğlu, ben bu hastada kalp masajı yaptırmama yani Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa ötenazi yaptırmak ile suçlanıyorum. Çocuk oksijensiz kalarak doğuyor. Çocuğa yaklaşık 2 saat müdahale ediliyor. İnsanların sinir ucuna dokunacak kelimeler buluyorlar 'pasif ötenazi' gibi. Medyada benim daha avukatım bana dosyayı getirmeden bakın ötenazi yapmışlar deniliyor. İnsanların duyguları ile oynanıyor. Sağlıkta şiddet artıyor. Benim yüzümden 47 kişi bebek katilliği ile suçlanıyor. Bunun hesabını kim verecek?" şeklinde konuştu. "SUÇUM OLABİLİR AMA BEBEK KATİLLİĞİ İLE KİMSE BENİ YAFTALAYAMAZ" İlker Gönen, "Herkesin suçu olabilir. Suçum olabilir ama bebek katilliği ile kimse beni yaftalayamaz. Bebek Kadan doğduğunda filmini bana attılar. Bana gönderdikleri filmde bir şey anlaşılmıyordu. Beni Fırat Sarı aradı 1 gün sonra bebek vefat edince. Bana bebeğin ölüm sebebi ile ilgili bir şey olabileceğini söyledi. Ben de bebeğin hayatını kaybettiğini, üzerinden 1 gün geçtiğini söyledim. Ben olmayan bir akciğer patlamasını görüp söylememekle, katillikle suçlanıyorum. Bu kadar iftira, yalan, işgüzarlık kolay mı? Benim bu iftiraya maruz kalma nedenim ne? Bu amaç ne? Medyaya bu kadar vermenin amacı ne? Kimi zor durumda bırakmak istiyorsunuz? Bu uzman görüşünü yazan kişiler iddialarda bulundular, bu uzman görüşünün kimse nasıl hazırlandığını sormadı. Ben burada bebek katilliği ile suçlanıyorum. Kimse bizim yanımızda duramadı. Medyada öyle bir baskı oluşturuldu ki. Yani biz ne yaptık?" şeklinde savunma yaptı. "BİZİM İDAM SEHPAMIZI UZMAN GÖRÜŞÜ KOYDU, TEKMEYİ DE MEDYA VURDU" Sanık Gönen, "Bebek Helvacı olayında ben bebeğe katil ruhla, adrenalin yaptırmamakla suçlanıyorum. 2 aydır ben ne cezaevinde kalabiliyorum ne başka yerde yatabiliyorum. Sabahtan akşama kadar tapeler sayfa sayfa geziyor. Kim geri getirebilecek bizim itibarımızı? Ben 5 tane ölümle suçlanarak karşınızda duruyorum. Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya vurdu. Biz kimseye tek kelime anlatamadık. Biz bir kere yaftayı yedik" dedi. Duruşmanın 5. günü sona erdi. Mahkeme yarın saat 10.00'da kaldığı yerden devam edecek Kaynak: Haberler.com
Paylaşki Değeri Artsın :
Print PDF

Yükleniyor...

Son Yazılar

Köşe Yazarları

Popüler

Dış Kaynaklar

 
Support : Site Yaptır | Web Destek | Danışmanlık
Yazılım/Tasarım : ERSA
Copyright © 2013. İstanbul Haber Gazetesi - İstanbul'un Sesi
Ersa Tasarım
Copyright 2012 Site Oluştur | Bu Bir Er-Sa Markasıdır. Tasarım: Creating Website