AnaSayfa
» bizden haberler
» gündem
» özel haberler
» Yerli gücün zırhlı sembolü: Altay tankı artık sahada
Yerli gücün zırhlı sembolü: Altay tankı artık sahada
Yazar : istanbul haber gazetesi Kategori : bizden haberler, gündem, özel haberler Zaman : Salı, Ekim 28, 2025
Terör ve Güvenlik Uzmanı İbrahim Keleş, Türkiye’nin yerli üretim Altay ana muharebe tankının teknik özellikleri ve stratejik önemini anlattı. Keleş, uzun yıllardır süren projenin artık Ankara Kahramankazan’da kurulan modern tesisle üretim aşamasına geçtiğini belirtti. 65 tonluk ağırlığı, 120 mm topu, 500 km menzili ve aktif koruma sistemiyle Altay’ın dünyanın en modern tankları arasında yer aldığını vurguladı. Tankın İHA, SİHA ve savaş uçaklarıyla entegre çalışabildiğini, böylece savaş alanında çok boyutlu üstünlük sağlayacağını ifade etti.
Terör ve Güvenlik Uzmanı İbrahim Keleş, Altay tankı programına ilişkin değerlendirmesinde yerli üretim sürecini, teknik özelliklerini ve sahadaki yenilikleri anlattı. Keleş, projenin uzun zamandır Türkiye’nin gündeminde olduğunu, prototiplerin üretildiğini ancak ilk aşamada üretici firmanın yüksek maliyet talebi nedeniyle alternatif arayışlara girildiğini söyledi.
Keleş’in aktardıklarına göre, sürecin ardından BMC grubu ile ilerlenmeye karar verildi; başlangıçta kurulu hat bulunmadığı için Arifiye’deki tank fabrikasının makineleri kullanıldı. Şimdi ise Ankara Kahramankazan’da büyük bir tesis kuruluyor ve hem Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hem dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayacak bir üretim kapasitesi hedefleniyor. Keleş, “Bugün de bu tankın ilk teslimatını göreceğiz” dedi.
Teknik özellikler ve sahadaki yetenekler konusunda Keleş şunları aktardı:
Muharebe ağırlığı: Yaklaşık 65 ton (mühimmat dahil muharebe koşulundaki ağırlık)
Menzil: Yaklaşık 500 km
Yakıt tankı: Yaklaşık bin 750 litre dizel (bildirilen rakamlar)
Ana silah: 120 mm top (önceki modellerde 105 mm vardı)
Mürettebat: 4 kişi (komutan, nişancı, şoför, doldurucu)
Hız: Yüksek; saatte 70 km düzeyine ulaşabildiği bildirildi
Keleş, Altay’ın en önemli özelliklerinden birinin aktif koruma sistemi olduğunu vurguladı. Aktif koruma sisteminin; tank çevresinde bir “koruma kubbesi” oluşturarak yaklaşan tanksavar mühimmatlarını tespit, karıştırma veya imha edebildiğini, radar ve sensörlerle entegre bir savunma sunduğunu söyledi.
Son olarak Keleş, çağdaş muharebede tank-piyade işbirliğinin önemine dikkat çekti:
“Piyadenin ayak basmadığı yeri tam olarak kontrol ettiğinizi söyleyemezsiniz. Tank-piyade birlikleri birbirini tamamlıyor; tanklar piyadeyi koruyor, piyade ise tankın kör noktalarını kapatıyor.” Ayrıca modern tank savar füzelerinin (ör. UMTAS gibi) menzilleri ve etkileri düşünüldüğünde aktif koruma ve entegrasyonun hayati olduğuna işaret etti.
Keleş, Rusya-Ukrayna sahasında eski tank envanterlerine sahip unsurların koruma eksikliği nedeniyle zayıf kaldığını; Altay’ın bu açıdan çağdaş bir yanıt sunduğunu kaydetti.
Ayrıca Altay’ın, günümüz savaş sahasındaki diğer platformlarla sistem entegrasyonu yeteneğinin bir adım öne çıkardığını belirtti:
İHA/SiHA’lardan, Kızılelma, Hürkuş, Hürjet, F-16 ve diğer erken uyaran/taarruz unsurlarından alınan görüntü ve verilerle doğrudan entegre çalışarak otomatik nişangâh sistemine hedef aktarımı yapabilecek şekilde tasarlandığı ifade edildi. Bu sayede tankın sadece kendi gördüğü hedeflere değil, yukarıdan gelen keşif istihbaratıyla da etkin ateş yapabildiği vurgulandı.
Paylaşki Değeri Artsın :
Print
PDF
Add Comments









