AnaSayfa
» bizden haberler
» ekonomi
» gündem
» özel haberler
» Belgeler yayınlandı: Musul petrolünün kaynağı Erzurum'dan doğuyor!
Belgeler yayınlandı: Musul petrolünün kaynağı Erzurum'dan doğuyor!
Yazar : istanbul haber gazetesi Kategori : bizden haberler, ekonomi, gündem, özel haberler Zaman : Perşembe, Kasım 06, 2025
Devlet Arşivlerinden gün yüzüne çıkan belgeler, Anadolu'nun enerji tarihine dair ezberleri kökten sarsıyor. Uzman isim Taner Özdemir, yürüttüğü kapsamlı arşiv çalışmaları sırasında Cumhuriyet'in ilk yıllarına ait, neredeyse unutulmuş bir belgeyi ortaya çıkardı.
Türkiye'de tarihe karışmış belgeler bir bir ortaya çıkıyor...
Belge, Musul petrollerinin kaynağıyla ilgili uzun süredir tartışılan soruya ışık tuttu ve Erzurum'un tarihî stratejik önemini yeniden gözler önüne serdi.
'MUSUL PETROLLERİ ERZURUM'DAN BAŞLIYOR'
Belgeye göre, Musul petrollerini besleyen ana damarlar, Erzurum topraklarından başlıyor ve o dönemde Türk mühendisler tarafından tespit edilmişti.
Bu bilgi, 5 Eylül 1932 tarihinde Mısır'ın köklü gazetesi AlAhram tarafından yayınlandı.
Gazetenin Yafa muhabirinin haberinde "Türkler ve Musul Petrol Menbaı - Bu Kaynağı Türk Mühendisler Keşfetmiştir" ifadelerine yer verildi.
HÜKÜMETE TELGRAFLA BİLDİRDİ
O yıllarda haberi okuyan ve Milliyet Gazetesi'nde aktaran isim Avukat Hasan Abdulhadi, keşfi "Türkiye'nin yer altı servetleri bakımından yeni bir dönemi müjdeleyen haber" olarak yorumladı.
Dikkat çekici bir ayrıntı olarak bu haber, dönemin Mısır, Kahire Başkonsolosu tarafından Türk hükümetine resmi telgraf ile bildirildi.
Böylece yalnızca gazetelerde yayımlanan bir iddia değil, aynı zamanda diplomatik kanallardan doğrulanmış bir bilgi olarak Türkiye'ye ulaştı.
Bu durum, Erzurum'un enerji potansiyelinin ve Musul petrolleriyle olan jeolojik bağlantısının dönemin devlet yetkilileri tarafından da ciddiyetle takip edildiğini ortaya koyuyor.
CAFERİYE CAMİSİ'NİN GİDERLERİNİ KARŞILAMAK AMACIYLA VAKFEDİLDİ
Belgeler, Erzurum'un farklı bölgelerinde yapılan Rus sondaj ve jeolojik araştırmalarını da ortaya koyuyor.
1916-1917 yıllarında Rus mühendisler, Erzurum'un çeşitli alanlarında sondaj çalışmaları yapmış ve raporlarında bitümlü toprak ve zayıf petrol sızıntıları tespit ettiklerini belirtmişti.
Bu bulgular, Musul petrollerinin jeolojik damarının Erzurum'un çeşitli bölgelerine kadar uzanabileceği ihtimalini güçlendiriyor ve bölgenin erken dönem enerji potansiyelini gözler önüne seriyor.
ÖNEMLİ BİR PETROL KAYNAĞI AÇIĞA ÇIKABİLİR
Ayrıca Balıklı köyünde (eski adıyla Pülk köyü) bulunan petrol kuyusunun, Caferiye Camisi'nin giderlerini karşılamak amacıyla vakfedildiği belgelerde belirtiliyor.
Bu durum, yalnızca ekonomik bir değer değil, aynı zamanda dini ve toplumsal bir amaçla değerlendirilen bir kaynağın varlığını gösteriyor.
İki farklı belge birlikte, Erzurum'un petrol potansiyelini ve tarihî önemini birbirini tamamlayacak şekilde ortaya koyuyor.
"ERZURUM, ANADOLU'NUN ERKEN DÖNEM ENERJİ MERKEZLERİNDEN BİRİ"
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Taner Özdemir, belgelerle ilgili açıklamasında şunları paylaştı:
Bu belge, Erzurum'un tarihî ve stratejik önemini sadece sınır boylarıyla değil, yer altı zenginlikleriyle de ortaya koyuyor. O dönemde Türk mühendisler, bölgede petrol damarlarının Musul'a kadar uzandığını ve enerji potansiyelinin Trabzon'a yönlendirilme ihtimalini tartışmış. Balıklı köyündeki kuyunun Caferiye Camisi için vakfedilmiş olması, yer altı kaynaklarının sadece ekonomik değil aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir bağlamda değerlendirildiğini gösteriyor. Ayrıca, Kahire Başkonsolosluğu'nun telgrafıyla hükümete iletilmiş olması, bu bilginin dönemin en üst yetkilileri tarafından da ciddiyetle takip edildiğini ortaya koyuyor. Belgeler, vakıf kayıtları ve saha bulgularını bir araya getirdiğimizde, Erzurum'un yalnızca bir serhat şehri olmadığını, aynı zamanda Anadolu'nun erken dönem enerji merkezlerinden biri olduğunu görüyoruz. Bu, Cumhuriyet'in ilk yıllarında bile stratejik enerji planlaması yapıldığının kanıtıdır.
SORU TEKRAR GÜNDEME GELDİ
Bu keşif, yalnızca tarihî bir veri sunmakla kalmıyor; aynı zamanda Erzurum'un enerji ve kültür tarihinin birbirine nasıl bağlı olduğunu gösteriyor.
AlAhram'ın 1932 tarihli haberi, Taner Özdemir'in arşiv çalışmaları ve Kahire Başkonsolosluğu'nun telgrafı, bugün bile tarihî ve stratejik bir tartışma başlatıyor.
Arşivler ve saha verileri bir araya geldiğinde şu soru tekrar gündeme geliyor:
"Musul'un kara altını, aslında Erzurum'un derinliklerinden mi doğuyor?
Paylaşki Değeri Artsın :
Print
PDF
Add Comments








